BANA ÖZEL
Dupduru/kadifemsi/ebruli/ bol ışıklı günlerden biri…
Hüzne sevk eden o sesler kandırıyor yalnızlığımı
“Hoş geldin” Hüsnü ARKAN, “Çal Kapımı” Birsen TEZER…
bi dere kenarında elini başının arasına alıp dalabilmek
sigaramı sokak ortasında içebilmenin verdiği taşrada özgürlük hissini özlemek
büyüdüğümü zannederken küçülmek
dimdik olduğumda sırtımdan vurulmak
uyuduğumda her daim uyanacağımı bilmek
Kıyıya vuranları seviyorum dibe vuranlardan çok…
Dalamıyorum hayatın sığ sularına
Eğreti duruyorum
İmitasyon hayatta.
Kabalaşamıyorum bile, beni acıtanı bile isteye kırmak istediğimde
Oysa en çok kırılmayayım diye kabuğuma çekilmeyi öğrendim sanırdım.
Yere düşen bi nesnede,
Ertelenen bi düğünde,
Gidilmeyen ülkede,
Yok olan bi sözcükte arıyorum hayatı
Döne döne/ yana yana/ yana yakıla/ susa susa
Kendime susmayı isteyecek kadar nasıl öldürdüm kendimi?
İnsan sevdiğine kıyar mı? Kıyar, öldürmezse/ ölür
Kocaman kalbim var
Minnak duyarlılıkklarım
Aynılıkları yaşayıp sıkılanlardan farklılıklarım
Ötelerim var bi yığın
Dışarıdan görülmeyen
Anlattıkça eriyen...
Konuştukça batan biriyim sanki
Hadi konuşturuyorum kendimi, ezberlediğim repliklerle yaşıyorum diyelim
Birileri konuştukça, çare dedikçe, önerdikçe tahammülsüzlük…
Birbirine dokunamamanın sancısı
Yanından yöresinden geçemediğimiz hayatlar
Anlama çabamı bırakmama rağmen algıladıklarım
Gözümü kapattığımda fısıltılar, uğultular
Müziğin gürültü olduğu an’lar
Gülemeyecek kadar gülümsemek
Duraksamayacak kadar yürümek
Yalnız…
Tek isteğim kendimden
Kendimi bırakmasın yarı yolda
Yan yana yürüyelim/
yol çatallaşınca ben geri dönerim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder