Olur öyle bazen…
Yaşadığımız anın,
yarattığımız heyecanın,
içimize kaçan mutluluğun,
coşku
hıçkırıklarının,
dışavurumcu duyguların,
aklımızı başımızdan almışlıkların,
dilimize dolananların,
mırıldandığımız şarkının,
rüzgar gibi geçti günlerinin
tekrarı mümkünmüşçesine ortamını, mekanını, alet edevatını,
takım taklavatını hazır edip “o an”ın bizde bıraktığı duyguyu yaşamak için
özlemle yola düşmek….
Olmaz bir türlü…
Olabilemez…
Tekerrürden ibaret hayatta, her gün yaşadıklarımıza gözümüzü
kapatıp kulağımızı tıkayıp normalleşirken, körlüğümüzde kayboluruz da,
aynısının tıpkısını yaşamak için nafile didiniriz. Kaybolana ağıt, geçmişe
güzelleme, yitirilmişliğe övgü… Yetmez.
Olur olur bal gibi olur
Yağmayan yağmurda el ele yürümek
Bir çay içip üşümek
Simit yiyen mutlu gençlere bakıp gülümsemek

Vapura binmek.
Midye yemeden dönmek.
“Aydınlık”çı abilerin tok sesini dinlemek
sırt çevirenleri izlemek
Bir çocuğa anlatmayı denemek, becerememek
Sarmak sigarayı.
Şansına güvenip kazı kazana para vermek
Yamulmuş çay kaşığıyla kazı kazı kazı, kazanamayacağını
bilerek
Kalabalıkta tanıdık bir yüz görmek
İnsanları hiç tanımadığını düşünmek
Martılara atacak simidi de
Kedi-köpeğe verecek mamaya cebinde de çantanda da yer
vermemek
Verenlere imrenmek
Günü batırmak
Alsancak’a mı, Pasaport’a mı uğrar önce bu vapur diye
düşünürken, “vapur eviJ”ne
ulaşıvermek
İskeleyi şaşırdıklarını inecekleri anda fark edip geri
dönenlerin telaşına gülümsemek
İyi düşünmek
Güzel düşünmek
İçinden sisler geçen denizde dalgaları sindirmek
Ruhunu dindirmek
Hafta içi telaşını yaşayan onca insan arasında,
Sigara içen öğrencilerle yan yana
Kaybolmadan
Kendine gelmek
Kendine gelmek için yola düşmek amacına ermek
Çok mes’ut muyum.
Değil.
Hal bu ki…
İnsan içine çıkmak
Sığ suları boylamak
Ve yorgun
Ve bitkin
Ve sessizliğime gömülerek
Dönmek
Ne mümkün
Ümitli olabilmeyi becermemeyi en derinden istemek.
Huzuru “an”lık yakalamak
Yine, yeni, yeniden
İmkansızda tepinmek
Ne münasebet!
Kısa ve ÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder